Bediüzzaman; Bizi ve Nurları vurmak için en fena plân
Şimdi en ziyade bizi ve Nurları vurmak ve sarsmak için en fena plân, Nur talebelerini birbirinden soğutmak ve usandırmak ve meşreb ve fikir cihetinde birbirinden ayırmaktır.
Şimdi en ziyade bizi ve Nurları vurmak ve sarsmak için en fena plân, Nur talebelerini birbirinden soğutmak ve usandırmak ve meşreb ve fikir cihetinde birbirinden ayırmaktır.
Sathi bir nazarla yüzeyden baktığımızda bile her şeyin bir ölçüyle yaratıldığını fark ederiz. Dikkat kesildiğimizde ise, atomaltı parçalardan atoma, hücreden unsurlara, bitkilerden hayvanlara; dünyamızdan güneş sistemine, Samanyolu’ndan galaksilere fizikî / kimyevî / biyolojik / matematik […]
Bediüzzaman, sanki bugünleri görerek, bize mektup gönderdi. A’lerre’s vel-ayn, diyerek okuyalım:
Bilindiği gibi Kader, imanın 6 esasından biridir. Yani mutlaka inanılması gereken bir hakikattir.
“Bir zaman bir sultan varmış.” diye başlayan muhteşem hikaye… Alemde dönen işlerin maksadını, bu maksatlar gerisindeki akıl almaz bilmeceyi ve insanın yaratılış sebebinin gerisindeki muammayı anlatıyor: “Her cemâl ve kemâl sahibi, kendi cemâl ve kemâlini […]
Bölge üzerinde oynanan oyunların, tam bir asır önce Bediüzzaman’ın “Harb-i Umumî neticesinde yine o sû-i kast niyetiyle, Kur’ân’ın zararına gayet ağır şerâitle (şartlarla) -ecnebi zâlimlerin- kâfirâne fikirlerini icrâ etmek ve “devlet-i İslâmiyenin (Osmanlının) nurunu söndürmek […]
Nur Talebelerinin Risâle-i Nur’dan aldıkları dersle tesis edecekleri kardeşlik ve muhabbet atmosferi, ehl-i dalâlet ve zındıkanın şeytânî hedeflerine ve münafıkane hücumlarına karşı çok mükemmel ve emniyetli bir sığınak hükmündedir.
İBADET EMİR OLDUĞU İÇİN YAPILIR Bediüzzaman ibadetin taabbüdî olduğunu, yani emir olduğu için yapılması lâzım geldiğini vurguluyor.
Ahir zamanın en mühim alâmetlerinden olan dünyevîleşme zirve yapınca dinsizliğe kapı açılmış, inkâr-ı Uluhiyet pervasızca intişar etmişti. Bizde ise, nifak perdesi altında Risalet-i Ahmediyeyi (asm) inkâr edecek cesareti bulmuşlardı.
Yıl 1947. Afyon Hapishanesi Müdürü Mehmet Kayıhan’ın bir Cumhuriyet Bayramında, Said Nursî’nin koğuşuna astırdığı bayrak hâdisesi, sanki onu yanlış anlayanlara ders verdirecek ve nesilden nesile intikale edecek, kaderin hazırladığı bir ders programıdır. Güya Bediüzzaman, koğuşuna […]
Lâhikalar ufkumuzu açıyor; kara bulutların ortalığı kaplamış gibi göründüğü en zor zamanlarda dahi karamsarlığa yer olmadığı mesajını veriyor. Burada çok önemli olan; sabır, hakta sebat ve metanet.
Gerçek şu ki, Suriye üzerinden oynanan oyun, tam bir asır önce Birinci Dünya Savaşı’yla ecnebilerin Osmanlıyı ve İslâm dünyasını bölüp parçalama maksatlı “Sykes-Picot plânı”nın günümüzdeki versiyonu “büyük Ortadoğu projesi (BOP)”yle aynı meş’um “ortak strateji”nin ürünü. […]
Birinci Dünya Harbi ve onun sonuçlarıyla bağlantılı şekilde devam eden İstiklâl Harbi, bizim açımızdan hem maddî, hem mânevî unsurları barındırıyordu. Bu sebeple, bir yandan silâhlı mücadele bütün şiddetiyle devam ederken, bir taraftan da ajans, basın […]
Kur’an-ı Kerim’de siyaseti kavram ve kurum olarak belirleyen ve çerçevesini bize veren (dokuz) anahtar kelime vardır. Bu kelimeler, tevhid, itaat, hilâfet, bey’at, şûra, emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münker, velâyet, mülk ve hükümdür. Bu dokuz kavramın açılımı […]
Giriş Şiddet akl-ı selimi ortadan kaldırır, toplumsal meseleler üzerinde farklı düşüncelerin ortaya konmasına sebep olan demokratik zemini yok eder. Demokratik tavır, şiddeti kesin bir dille reddetmeyi gerektirir. Şiddeti yaygınlaştırmaya odaklanan bir dil, barışçı ve demokratik […]
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur