Risale-i Nur hakkında

Risâle-i Nur’un şahs-ı mânevîsi

Şahs-ı mânevî; mânevî şahıs, belli bir şahıs olmayıp, kendisine bir şahıs gibi muâmele edilen şirket, cemaat, cemiyet gibi ortaklıklar; belli bir kişi olmayıp bir cemaatten meydana gelen mânevî şahıs veya tüzel kişilik mânâlarını taşımaktadır.

Risale-i Nur hakkında

Risâle-i Nûr ve Âl-i Beyt

Nûr şakirtlerinin Üstâdı İmam-ı Ali Radıyallahu Anh’tır ve Nûr’un mesleğinde hubb-u Âl-i Beyt esastır. Bunun içindir ki “ Risâle-i Nûr dairesi, Hazret-i Ali ve Hasan ve Hüseyin’in (r.a.) ve Gavs-ı Âzamın (k.s.) ihbarat-ı gaybiyeleriyle,

Risale-i Nur hakkında

Risâle-i Nûr’a İlişenler Tokatlar Yerler!

Şiddetli hücûmlar ve taarruzlar, tâ Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri zamanında başlamıştı. O Aziz Üstâd’ımız kardeşlerim merak etmeyiniz hiçbir halt edemezler diyerek mümtaz ve sadâkat timsâli talebelerini teskîn etmişti. “Risâle-i Nûr’a ve şakirdlerine ilişenler, maskara olurlar.[1]”

Risale-i Nur hakkında

Besmele Üzerine Tefekkürler

Bismillah her hayrın başıdır “Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız.[1]” Bismillah her hayrın başı, hayırlı işlerin mukaddemesi ve Sözler’in kapısının eşiği, Birinci Söz’ün ilk cümlesinin ilk kelimesi.

Risale-i Nur hakkında

İhlas Üzerine Tefekkürler

Sırr-ı İhlâs İslâmiyette en kıymetli ve en lüzumlu esâs, ihlâstır.[1] Hakîkat ve velâyet yollarının ve tarikat şubelerinin en mühim esâsı, ihlâstır. Çünkü insan, ihlâs ile hafî şirklerden halâs olur. İhlâsı kazanmayan, o yollarda gezemez.[2] Öyleyse […]