Üstad Bediüzzaman ve hürriyet
Hürriyet sade manasıyla; serbestlik, hür oluş. Herkesin meşrû hareketlerinde tam serbest olması. İradenin ve seçme kabiliyetinin serbestçe kullanılması demektir.1
Hürriyet sade manasıyla; serbestlik, hür oluş. Herkesin meşrû hareketlerinde tam serbest olması. İradenin ve seçme kabiliyetinin serbestçe kullanılması demektir.1
Geçen yılki Ramazan ayında yayınlanan bu makalemizi, tazeliğini muhafaza etmesi ve istifadelere sebep olması hasebiyle tekrar paylaşmamızda inşâallah sakınca olmayacaktır. Az da olsa bu mübarek ayın feyzine katkı yapmak ve duâlara dâhil olmak bizim için […]
Kur’ân’ın mânevî mu’cizesi olan ve “yüze yakın din tılsımlarını ve hakaik-ı Kur’âniyenin muammalarını hâl ve keşfeden Risâle-i Nur” 1 “İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerinden ve
İnsan için dünya hayatının bitmesi, yeni bir hayatın başlamasının adı olan ölüm hakikati Risale-i Nur’da çok geniş yer almıştır. Her konuda olduğu gibi, ölüm konusunda da en mükemmel izah ve tarifi Üstad Bediüzzaman Hazretleri Risale-i […]
“Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakta bilmelisiniz.[1]” cümlesi Risale-i Nûr eserlerinin binlerce hakîkatinden sadece bir tanesi. Risale-i Nûr eserlerinin cümlelerini ve kelime dizilişini çok dikkatli okumak durumunda olduğumuzu bu cümle ile daha iyi anlıyoruz.
İttihâd; fikirlerin birbirine kaynaşması, dayanışma ve yardımlaşmada birlik, aynı fikir etrafında birleşmedir. Tesânüd için ise üç elifin bir çizgi üzerinde maksatta birbirini desteklemesi, yardımlaşma ve dayanışması olarak düşünebiliriz. İttifâk ise fikirlerde birlik, fikri beraberlik veya […]
Asrın ve asırların adamı ve sahibi Bedîüzzamân Said Nûrsî Hazretleri bu asrı ve istikbâl asrını tahlil ederken şu izâhları yapmaktadır: “Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı mânevîye göre olur.
“Bir sene bu risâleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabûl ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakîkatli bir âlimi olabilir. Eğer anlamasa da, madem Risâle-i Nûr şakirtlerinin bir şahs-ı mânevîsi var; şüphesiz o şahs-ı mânevî bu […]
Risâle-i Nûr hizmetinin ihlâs, sadâkat ve tesânüd sıfatlarından tezâhür eden bir şahs-ı mânevîsi olduğunu biliyoruz. Bu şahs-ı mânevînin de çok kerametlere mazhar olduğunu okuyoruz.
Cenab-ı Hak, “Kâinatın hikmet-i hilkati ve büyük neticesi ve kıymetli meyvesi ve arzın halifesi olan insan”1 için asıl hayat olan ahiret yurdundaki ebedi hayatı ve saadeti temin etmesi maksadıyla bir imtihandan yeri olan bu fani […]
Kur’ân-ı Hâkim’de olduğu gibi, onun manevî bir mu’cizesi olan Risâle-i Nur’da da çok geniş yer alan haşir bahsini bir makaleye sığdırmak elbette mümkün değildir. Ancak çok kısa özetlerle nurlarda seyahat yaparak toparlamak istiyoruz.
İmanın rükünlerinin önde gelenlerinden biri olan haşir, yani öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmak insan için en büyük bir nokta-i istimdaddır.
Risale-i Nur Külliyatı’ndan Emirdağ Lahikası’nın en sonunda yer alan ve “Umum Nur Talebelerine Üstad Bediüzzaman’ın vefatından önce vermiş olduğu en son derstir”1 başlığını taşıyan mektub, son derece mühimdir.
“Güneşin doğuşu başkadır orada, batışı başka, Nur erleri orada eriştiler İlâhî aşka, Sanki izleri hâlâ durur, toprak ve taşta. Her daim dillerde bir efsanedir, Barla.” 1 Hasan Şen
Risâle-i Nur’da sık geçen kelimelerden biri de ‘ittihad’dır. Sözlük mânâsı olarak; birleşme, birlik oluşturma, ikiliği ortadan kaldırma, birlik. Aynı fikir ve görüşte olma, fikir birliği etmektir.1
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur