![](https://www.sorularlasaidnursi.com/wp-content/uploads/2015/11/said-nursi-00032.jpg)
El-Hüccetü’z-Zehra Risalesi
El-Hüccetü’z-Zehra Risalesi adı üzerinde “En parlak vahdaniyet ve iman delilleri” anlamındadır.
El-Hüccetü’z-Zehra Risalesi adı üzerinde “En parlak vahdaniyet ve iman delilleri” anlamındadır.
MESLEK OLARAK VAHDETÜ’L-VÜCUD Dokuzuncu Lem’a, Vahdetü’l-Vücudun ince sırları ile ilgili sorulan sorulara cevap sadedinde yazılmıştır. Vahdetü’l-Vücut, varlıkta birlik demek olup, gerçek vücut sahibi olarak sadece Cenâb-ı Allah’ı bilmek, O’nun dışındaki diğer
Büyük Doğu, Necip Fazıl Kısakürek’in 1943 yılında yayınlamaya başladığı derginin ismidir. Bu isim altında yazılar kalem alanlar ise kendilerine “Büyük Doğucu” demekteydi.
Nur mesleğinin takip ettiği dört ana esastan birisi tefekkürdür. Risâle-i Nur Külliyatı ise, adeta bir tefekkür deryasıdır. Her şeyden Sani-i Zülcelâl olan Rabbimize pencereler açmaktadır. “İnsan bu kâinata geldikten sonra, iki cihet ile mükellef olduğu
Risâle-i Nûr’da öyle ifâde ve kavramlar vardır ki, sosyal hayatta kullandığımız zaman sanki yanlış kullanılmış gibi algılanmaktadır. Hatta bu ifâdeleri ilk duyanlar şaşkınlıklarını gizleyemiyor, hatalı kelime ve cümle kullandığımızı imâ eder bir duruş ve söz […]
Risâle-i Nûrların usûl ve ahkâm-ı esâsiyesi önemli bir mevzû. Hele ki şahs-ı mânevî başlı başına incelenmesi ve işlenmesi gereken bir konudur.
“Sıklıkla yaptığımız “Ya Rab, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl” duâsından murad nedir? Emanette emin kılınmak nasıl bir taleptir?”
Ey tiryak-ı Meşrutiyet! İstibdadın bünyemizde açtığı yaraları sen tedavi ediyorsun. Sen bizi hürriyet-i Şer’iyye ile insanca ve İslâmca yaşama davet ediyorsun. Tabakat-ı gaflet altında uyuyan efkâr-ı âmmeyi yüksek ve müjdeli seda ile uyandırıyorsun.
1- “İşte şimdi salâhat ve mahareti, tabir-i âharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem’ edenler, vezâife kifayet etmezler. Öyle ise, ya maharettir veya salahattir. San’atta maharet ise, müreccahtır.” (Münâzarât)
Muhakkak risâleyi sadâkatle, yılmadan, usanmadan def’alarca okuyan her nûr talebesine şu soru sorulmuştur ya da bir şekilde nefsi tarafından bu soruyla muhatab olmuştur: “Neden Risâle-i Nûr’u bu kadar çok okuyorsunuz?”
“Ferid makamı nedir? Nasıl bir makamdır? Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinin Ferid makamına mazhar oluşu ne demektir?”
TEMSİL İBRAHİM ALEYHİSSELÂM’IN SUHUFUNDAN Risale-i Nur’un yıldızlarından birisi de Sekizinci Sözdür.
Asya, İslâm ülkelerini içine alan coğrafyanın adıdır. Dünya Müslüman nüfusunun ekserisi Asya’da yaşamaktadır. Kader-i İlâhînin işaretiyle, ekser peygamberlerin Asya’da gelmesi adeta Asya’yı bir İslâm beldesi ve bir cami gibi yapmıştır. Bu sebeple,
Hz. Bediüzzaman, sırat-ı müstakimi anlatırken, insanın dosdoğru yola, fıtratında yerleştirilmiş olan kuvvelerin vasatı ile gidebileceğinden bahseder.
Günümüzde despotluk, ırkçılık, menfî milliyetçilik ve benzeri şeylerin, insanlığın birlik ve beraberliğini, barış ve huzurunu sağlamaktan çok uzak olduğu artık anlaşılmıştır.
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur