Bediüzzaman’a hakaret kimin haddine!
Ben ne yiğitler tanıdım, dâvâsı uğruna hayatı hiçe sayan. Ne yiğitler tanıdım, dâvâsı uğruna hayata beş para kıymet vermeyen.
Ben ne yiğitler tanıdım, dâvâsı uğruna hayatı hiçe sayan. Ne yiğitler tanıdım, dâvâsı uğruna hayata beş para kıymet vermeyen.
Bu zaman ve zeminde şunu net olarak ifade edebiliriz ki, asrımız şahıs ve ferd asrı değildir.
“Evet müteaddid eşya bir cemâat şekline girse, bir şahs-ı mânevîsi olacaktır. Eğer o cem’iyet, imtizac edip ittihad şeklini alsa, onu temsil edecek bir şahs-ı mânevîsi, bir nevi ruh-u mânevîsi”1 olacaktır. O şahs-ı mânevînin ruh-u mânevîsini […]
Cenâb-ı Hakk’ın ihsanatıyla, Bediüzzaman’ın mazhar olduğu manevî makamının çok âlî olduğuna inananlardanız. Bediüzzaman’ın bu önemli hususiyetindeki mana, telif ettiği şaheserlerine, talebelerinden sudûr eden ifadelere de yansımıştır.
Mesnevî-i Nuriye; ‘’Risale-i Nur’un bir çekirdeği ve fidanlığı hükmündedir. Bahçesi ise; ‘’Risale-i Nur’dur.’’1 Bediüzzaman Said Nursî, “Hazreti Mevlânâ benim zamanımda gelseydi, Risale-i Nur’u; ben onun zamanında gelseydim Mesnevî’yi yazardım. O zaman hizmet Mesnevî tarzındaydı. Şimdi […]
GÜNÜN TARİHİ: 29 Kasım 1932 Önce Kastamonu Lahikasından kısacık bir iktibas yapalım, konuya öyle devam edelim: “Risâle-i Nur’un Isparta’daki galebesi, zındıkları şaşırttı. Fakat bazı mütemerrid ve muannid ve ölen herifin ruh-u habîsi hükmünde bazı zındıklar, […]
Bu sarık, bu başla beraber çıkar! GÜNÜN TARİHİ: 30 Kasım 1925 Mutlak istibdat rejimi, 30 Kasım 1925’te diğer bazı dinî kıyafet ve kisvelerle birlikte yasaklanan sarığın giyilmesine bu kez cezaî müeyyide getirdi. Sarık, “şeâir”den bir […]
Risale-i Nur Talebeleri, “…birbirlerini teselli, hem kuvve-i mâneviyelerini takviye, hem tatlı sohbetle müzakere-i ilmiyede bulunmaları, hem Nurların yazması-okunması ve mütalâalarıyla bu geçici zahmet ve sıkıntıların elem noktasını silerek rahmete döndürmeye ve fâni saatleri bâki saatlere […]
“Şu kâinatta görünen ef’âl ile tasarruf edip icad eden Sâniin, bir muhit ilmi var. Ve o ilim, O’nun Zâtının hassa-i lâzime-i zaruriyesidir; infikâki muhâldir. Nasıl ki güneşin zâtı bulunup ziyası bulunmamak kabil değil; öyle de, […]
Bediüzzaman Hazretleri “Benim hakîkî vazîfem, neşr-i esrâr-ı Kur’âniyedir.”1 der ve “Bu memleketle, hamiyet-i İslâmiye noktasından alâkadarım.”2 tesbitini aktarır.
Bazı özelliklerinden dolayı ilhama mazhar olan meczup veya sapıtmışlar, kendilerine vahiy geldiğini veya peygamber olduklarını iddia edip hem aldanıyor, hem de çevrelerini aldatabiliyor.
Hürriyet hür olmak, herkesin hür olmasını savunmaktır. Hür olmak ile özgür olmak arasında fark vardır. Özgürlük “serbestiyet” kavramının karşılığıdır. Jön Türkler Batı’dan aldıkları “Liberte”yi önceleri “Serbestiyet” olarak tercüme etmişlerdi. Serbestiyet, başıboş olmak, kanun ve kurala […]
Üstad Bediüzzaman Hazretleri tarafından telif edilen ve Kur’ân’ın mânevî bir mu’cizesi olan Risâle-i Nur, hem asrımızın hem de istikbalin ilmî ve manevî bir mürşidi hüviyetine sahiptir.1
30 Ağustos 2016 gününün gecesi CNN Türk ‘Tarafsız Bölge’ adlı programında yayınlanan ‘’Cemaatlar ve Tarikatlarla ilgili tartışma programının üzerinden bu kadar zaman geçti.
Said Nursî ile ilgili hemen her konuda işi-gücü düşmanlık ve hezeyan pompalamak olan tuhaf mı tuhaf bazı tipler var.
Copyright © 2008-2021 - SorularlaSaidNursi.com | Powered by EuroNur